Haksız Rekabet Suçu
HAKSIZ REKABETE İLİŞKİN TTK DÜZENLEMELERİ
Haksız Rekabet kavramının temelini oluştan “Rekabet”, kelime anlamı itibariyle “aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış”ı ifade etmektedir. [1] Rekabetin varolduğu ve korunduğu bir piyasa daima gelişime açık olacak ve bu durum piyasaya tüm katılanların menfaatine sonuçlar doğuracaktır. Bu durumun farkında olan kanunkoyucu, kısaca rekabetin varlığını tehdit eden davranışlar olarak tanımlanabilecek haksız rekabeti engellemek adına çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Haksız rekabetin önüne geçmeyi hedefleyen düzenlemelerin başlıcaları 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, 6098 sayılı Borçlar Kanunu m.57, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.54 vd. yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununda yer alan düzenlemeler genel olarak değerlendirildiğinde; TTK m. 54’e göre haksız rekabet düzenlemelerinin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Bunun yanında haksız rekabet teşkil eden fiiller TTK m. 55’te örnekseyici olarak sayılmıştır. Devam maddelerinde ise açılabilecek hukuk davalarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Ceza Sorumluluğu başlıklı bölümde ise, cezayı gerektiren fiiller başlığıyla TTK m. 62’de, haksız rekabetle etkili bir şekilde mücadele edebilmek ve caydırıcılığı yaratmak adına haksız rekabet suçuna yer vermiştir. TTK m. 63’te ise tüzel kişilerin cezai sorumluluğu başlığı altında tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde haksız rekabet fiilinin işlenmesi halinde tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilebileceğine yer verilmiştir. [2]
TTK m. 55 [3] hükmünde haksız rekabet teşkil eden hallerden “başlıcalarına” yer verilmiştir. Bu bağlamda TTK m. 55’in (a) bendinde “dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle” denilerek haksız rekabet teşkil eden oniki farklı duruma yer verilirken, (b) bendinde “sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle” denilerek dört farklı duruma, (c) bendinde “Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;” denilerek üç farklı haksız rekabet teşkil eden davranışa yer verilmiştir. Bu maddenin (d) bendinde ise “ Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle” denilerek haksız rekabet teşkil eden bir diğer davranışa yer verilirken, (e) bendinde ise “iş şartlarına uymamak; özellikle” denilerek haksız rekabet teşkil eden bir diğer duruma yer verilmiştir. Nihayet ilgili maddenin (f) bendinde ise “dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak; Özellikle” denilerek haksız rekabet teşkil eden iki farklı duruma yer verilmiştir. [4]
TTK m. 55’de altı bent halinde yirmi bir farklı davranış sayılarak bu davranışların haksız rekabet teşkil ettiği belirtilmiştir. Bu sayımın sınırlı sayıda olmadığına dikkat edilmelidir. Bu haliyle her ne kadar madde de belirtilmemiş olsa da bazı fiiller de haksız rekabet teşkil edebilecektir. Maddenin gelişen koşullara ayak uydurabilmesi ve daha kapsayıcı olması adına kanunkoyucu bu hükümde örnekseme amaçlı sadece bazı fillere yer vermiştir.
HAKSIZ REKABET SUÇU
TTK’nın haksız rekabet teşkil eden fiilleri ortaya koyduğu temel düzenlemesi TTK m.55 olmakla birlikte, haksız rekabetle etkin mücadele sağlamak adına, TTK m.62’de haksız rekabet suçu düzenlemesine yer verilmiştir. TTK m. 62’de haksız rekabet suçunu oluşturan fiiller dört bent halinde şu şekilde:
“C) Ceza sorumluluğu
I – Cezayı gerektiren fiiller
MADDE 62- (1)
a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.”
düzenlenmiştir. Bu bakımdan ilgili hüküm gereği kasten TTK m.55’te yer alan fiillerden birini işleyenler; kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler; çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar; çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler hakkında fiil daha ağır başkaca bir suçu oluşturmadığı takdirde seçimlik olarak iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilecektir.
Bu haliyle TTK m.62’nin “fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı” takdirde uygulama alanı bulması sebebiyle tali bir norm olduğu görülmektedir. Bu sebeple ilgili suç hükmü, fiilin daha ağır bir cezayı gerektirmesi halinde uygulanmayacaktır. [5]
Haksız rekabet suçu genel olarak ele alındığı takdirde suçun, çok hukuki konulu bir suç olduğu görülmektedir. Zira bu suçla dürüst rekabet ortamının, dürüstlüğe aykırı davranış ve uygulamalar sebebiyle zarara uğrayan rakiplerin ticari itibarlarının ve müşterilerin menfaatlerinin korunduğu görülmektedir. Bu haliyle bu suç tipinin birden fazla hukuki değeri koruduğu görülmektedir. [6]
İlgili suçun faili incelendiğinde ise failin ancak gerçek kişi olabileceği görülmektedir. Suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise tüzel kişinin yetkili organı veya temsilcisinin cezai sorumluluğu gündeme gelecektir. [7]
Suçun mağduru ise geniş anlamda düşünüldüğü takdirde herkes iken dar anlamda düşünüldüğünde ise belirli bir suçla zarara uğratılan veya tehlikeye maruz bırakılan hak veya menfaatin sahibi olduğu görülmektedir. Bu bakımdan dürüstlüğe aykırı davranışlar sebebiyle zarara uğrayan gerçek ve tüzel kişiler ile müşteriler bu suçun mağduru olacaklardır. [8]
TTK m.62 düzenlemesinin manevi unsuruna bakıldığında ise suçun işlenmesi için kural olarak genel kastın yeterli olduğu görülmektedir. Bu bakımdan failin bilerek ve isteyerek fiili işlemesi suçun işlenmesi için yeterlidir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. [9]
TTK m.62 düzenlemesinin soruşturma usulüne bakıldığında ise suçun takibinin şikayete bağlı olduğu gözlemelenmektedir. Şikayetçilerin kimler olabileceği yine aynı hüküm de belirtilmiştir. Bu bakımdan TTK m.56 kapsamında hukuk davalarını açabilecek kimseler şikayette bulunabileceklerdir. Buna göre şikayetçi olabilecek kişiler, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, ticari itibarı ve faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kişiler, ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler, ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan kuruluşlar şikayetçi olabileceklerdir. Suçla alakalı olarak özel bir şikayet süresi öngörülmediğinden şikayet süresi bakımından genel kurallar(TCK m.73) uygulama alanı bulacaktır. [10]
Kanundaki cezanın üst sınırı dikkate alındığında ise davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ceza mahkemesi olduğu görülmektedir. [11]
Notlar
[1] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=REKABET (Erişim tarihi: 01.05.2018)
[2] Burcu MANOP, “Türk Ticaret Kanunu(TTK) ve TTK Tasarısı Açısındann Haksız Rekabet Hükümlerine Bir Bakış”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.12, S.3, 2007, s.338-341.
[3] Türk Ticaret Kanununun Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranışlar, Ticari Uygulamalar Başlıklı 55. Maddesi : “(1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
- Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
- Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
- Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
- Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
- Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
- Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
- Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
- Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
- Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
- Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
- Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
- İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
- b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
- Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
- Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
- İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
- Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
- c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
- Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
- Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
- Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
- d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
- e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
- f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
- Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.”
[4] Sabih ARKAN, Ticari İşletme Hukuku, Ankara, Bankacılık Enstitüsü Yay., 2011, s.316-322.
[5] Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2012/1336, K. 2014/323, 10.06.2014.
[6] Hüseyin AYDIN, Türk Ticaret Kanunu’nda Haksız Rekabet Suçları, Ankara, Yetkin Yay., 2008, s.77-78.
[7] AYDIN, s. 56-76; ARKAN, s. 331.
[8] AYDIN, s.111-113.
[9] Alper KESKİN, “Haksız Rekabet Suçları”, Terazi Hukuk Dergisi, C. 11, S. 118, 2016, s. 144-145.
[10] Yavuz ERDOĞAN, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Haksız Rekabet Suçu”, Legal Fikri Sınai Haklar Dergisi, C. 8,
- 31, 2012, s.455.
[11] Yargıtay, E. 2016/4192, K. 2016/4352, K.T. 28.04.2016.